Kim bilebilirdi ki yaşamın bu kadar değersizleşebileceğini.
Adam hiç acele etmiyordu aslında bir fark vardı ama kadın uzun zaman önce ölmüştü farkına varmıyordu. Sevişmenin içindeki ince tınıyı duyamıyordu. Adam hiç acele etmiyordu ve sadece kadını seviyordu. Dokunmak, okşamak, öpmek yada başka bir samimiyetsiz sikişmek dürtüsü değildi adamın yaptığı. Adam kadını hissediyordu her tensel temasta ve ruhunun sıcaklığıyla, bir parça daha aydınlandı kadının gözlerindeki derin kuyu.
Adam dudaklarını ölmüş, hissiz kutsal kasesine değdirdikçe tekrar
hissetmeye başladı kadın. Kelimeler yetmezdi duyguları anlatmaya ve aşk
kelimelerden ibaret değildi sadece. Çamur dolu döl yatağı aklandı her
öpüşte, kadın dirildi her ter damlasında ve konuşulmayan her saniyede.
Sarıldı en dibine seyir aldı adam ve birlikte ulaştılar yaşanabilecek
zevkin en sonuna, ruhları karıştı birbirine. O anlık hayata döndü kadın
ve bir boşalma süresi boyunca ölümsüzleşti.
Neticede aşk kelimelerden ibaret değildi.
0 yorum