Delirmek ve aşık olmak için bu kadar sebeb varken biz kıçımızı kaldıracak cesaret bulamıyoruz.
Ölmek için bu kadar yol varken biz uykuda ölmek istiyoruz.
Üzerinde uyuyacak o kadar esmer ten varken biz yastık arıyoruz.
Dudaklardan içilecek o kadar şarap varken biz su içmek için bardağın dudak değmemiş kenarını seçiyoruz.
Samimiyetsizlik kanımızı kirletmiş.
Tanrı bile bu kadar insan olmak isterken biz peygamberler gömüyoruz.
İnsan olmak için bu kadar farklı yol varken biz kendimize
isimler takıp onları mezar taşlarımıza kazıyoruz. Ölümsüzlüğü hayal
ederken unutuluyoruz.
Ve unutulacağımızı bile bile kalemleri rafların en tozlu yerlerine atıyoruz.
Unutulmamak için kalemler kıran adamlar bile bizden daha işe yarar daha çabalı.
Ve unutulacağımızı bile bile kalemleri rafların en tozlu yerlerine atıyoruz.
Unutulmamak için kalemler kıran adamlar bile bizden daha işe yarar daha çabalı.
Devletleri, dinleri, siyasi bokları insanlardan daha üstün tutuyoruz. İnsanlığımızı yalancı orospu çocuklarına emanet ederken hiç göz yaşı dökmüyoruz.
Kadınlar sokakta öldürülürken sadece seyrediyor ve bir fahişeden bile daha az onurlu erkek kişiliğimizi yüceltiyor varlığımızı boktan bir kaç değişmez tabuya dayayıp kendi sikişmiş egomuzu tatmin etmeye çalışıyoruz.
Tanrıyı sevmek yerine ondan korkuyoruz. Bizi sevilmek için yarattığını unutup saçma hikayelerden ders almaya, din baskısıyla iyi insan olmaya, tanrının fahişesi olmaya çalışıyoruz.
Meşalelerimizi yolları aydınlatmak için yakmak yerine aydınlığı yakmak için kullanıyoruz.
Aydınlanmasını istediğimiz yolların ışıklarını başkasının yakmasını beklersek kör oluruz.
Musevilik,İslam, hristiyanlık, paganlık ve geri kalan binlerce sahte kelime kerhanesini kendimize kanun kabul edip tanrının isteği yaftasını yapıştırıp katliamlar yapıyoruz. Tanrının isteği bu !
Hayır tanrının isteği bu değil. Eğer sizin dediğiniz gibi tanrı bunu istiyorsa, Tanrı değil demektir.

0 yorum