Bir fahişe en çok neye sevinir ? Erken boşalan bir müşteriye mi ?
Bir bankacı en çok her sözünü kabul eden ürkek, yaşlı emeklileri mi sever ?
Tanrı en çok onun için savaşıp kan dökenleri mi sever ?
Hangisi olur bilmiyorum ama hangisi olmaz biliyorum. Bir fahişe erken
boşalan değil şefkatle boşalan bir adamı sever. Fahişe kelimesi o kadar
da kötü olmasa gerek. Sonuçta sevgiyi saatle satın alıyorsunuz.
Fedakarlık yapmadan, duygularınızı parçalamadan, ölmeden. Belli bir
miktar paraya karşılık dünyanın en şanslı kişisi olabilirsiniz. Bence
kutsal bir meslek bu, tanrı da böyle düşünüyor olmalı. Biz erkekler
duygusal militanlar. Hangi kadının gönlünde patlatacağın tüm
nefretimizi ? Bizi en çok sevenin mi ? Yada sevilmek için tüm
güzelliğinden, masumiyetinden vazgeçebilecek olanda mı ?Konulu bir pornonun baş kahramanıyız hepimiz. Konu sevmek. Amaç mastürbasyon. Hemde hiç saklamadan. Ulu orta. Peçete niyetine kullanılan yüzler. Tüm küstaslığıyla tüm evrene çamurunu boşaltan bizler.
Bir seri katile en sevdiği müzik aletini sorduklarında 30 santimlik bir tornavida cevabını vermiş. Siz hiç onun sesini dinlediniz mi demiş. Biz de bir o kadar severiz bir şeyleri delip geçmeyi aslında. Bir kadının kaburgalarından aşkı çekip aldığımızda çıkan ses bize zevk mi vermekte ? Bu kadar mı seri bir katil olduk ?
Aslında kendi adımı kendim vermek isterdim ve baba olmak. Ama çocuklardan nefret ederim. Belki de kendi çocuğum olmadı için sevmiyorumdur. Çocuğumun adını kendisinin koymasını isterdim. Tüm yeteneğini ve sevgisini gösterecek bir isim. Annesi kadar güzel bir isim. Bir kalem traşın içine girmiş en kaliteli kalem olmasını isterdim. Sivrildikçe kısalsın. Ürettikçe küçülsün. Kendisi ölümlü yazdıkları baki kalsın. Benim gibi ölümden değil unutulmaktan korksun isterdim. Bir kez ölmüş birini ölümle tehdit etmek zaten çok saçma bir şey. Tanrı her gün yapıyor bunu. Daha 23 yaşımda saçlarımın yarısı beyaz. Yaşlandığımı bu kadar erken söylemene gerek yok tanrım. Sırtımdaki acıtılmışlıktan anlayabiliyorum zaten bunu.
Bir müziğin içindeki nakarat olmak kadar keyif veriyor aslında sevmek. Diğer tüm kelimeler unutulur ama nakarat, nakarat hep yaşar. Şarkıyı unutsalar bile nakarat hep vardır. Başka bir yazarın başka bir şiirinde geçer. “Elbet bir gün buluşacağız.”
Evet sevmek diyordum. Ne kadar çetrefilli bir orospu aslında. Ne kadar güzel. Ne kadar alımlı. Makyajın altında seri katil saklayan bir sokak sürpüntüsü. Dünyanın en güzel fahişesi.
Ama unutmayın. Fahişeler mutluluğu belli bir ücret karşılığı kısıtlı bir miktarda verirler. Kullanırken dikkatli olmak gerek.
0 yorum